Meydan Okuma -2
1 yıl önce
"el" Takısı ile Marife
''The walls between the countries with the most and those with the least cannot stand. The walls between races and tribes, natives and immigrants, Christians and Muslims and Jews cannot stand''
İran-AB görüşmelerinde İran nükleer çalışmaların devamı konusundaki tutumunda ısrarcı olunca bugün Condoleezza(ulan görevden ayrılacak hala adını yazmayı öğrenemedik) Rice sert çıktı. Genel anlamda "Biz onlara bundan vazgeçsinler diye çeşitli teşvik projeleri hazırladık ama nuh diyor peygamber demiyorlar, inadım inat diyorlar, vazgeçmiyorlar, çok da ciddi değiller bu konuda, olmaz böyle şey" şeklinde bir açıklama yaptı. İşi biraz daha ilerletip eğer bu önerilere yanaşmazlarsa işi Güvenlik Konseyi'ne götürebileceklerini söyledi. Zaten son dönemde iyice performansı düştü şu anki ABD hükümetinin, oldukça geri planda kalmaya başladılar. Şimdi ise gider ayak ortalığı hareketlendirme tehdidi yapıyorlar. İran kolay kolay geri adım atacağa benzemiyor, birkaç teşvik planı da onları pek kesmez. Ya çok ciddi ekonomik, teknolojik vb. katkı sağlayacak, yani kısaca "buna değer" dedirtecek bir proje gelirse, ya da İsrail'in nükleer çalışmaları biterse geri adım atarlar. Yoksa zor gözüküyor.








- Obama'nın en büyük avantajı "değişim" konusundaki isteği. Bugüne kadar da çeşitli postlarda çok sözü geçti bu değişimin. Amerikanya'nın şu anda dünyadaki konumu belli ve dünya siyasetinde en etkili aktörlerden biri hatta birincisi. Amerikanya'da gerçekleşecek değişim dünyada gerçekleşecek değişim demektir. Zaten Obama da "sadece ülkeyi değil dünyayı değiştireceğiz" diye ilan ediyor değişim fikrini. Dünya'nın şu anki durumundan, gidişatından memnun olmayan insanların sayısının ne kadar fazla olduğunu düşünürsek bu değişim fikrinin neden bu kadar tuttuğunu anlamak mümkün. Ancak bu değişim fikri çok kritik Obama için. Çünkü kampanyasının temelinde bu var ve o yara alırsa Obama da çok büyük yara alır. Ama o da biliyor ki bunun olması için çoğunluğun kabullenmesi gerekiyor. Bu yüzden de kampanyasında "umut" kavramından çok destek aldı, sloganı "Change: We Can Believe In" ve diyor ki: "I'm asking you to believe. Not just in my ability to bring about real change in Washington. I'm asking you to believe in yours."
- Değişimle doğru orantılı olarak saldırgan Amerikan politikalarının bir kenara bırakılacağını, dünyada barışın tesisine çalışılacağını söylüyor. Bu doğrultuda ordu Irak'tan en kısa sürede çekilecek dedi, sonra süreyi biraz uzattı ancak çekilme fikri sabit.
Yeri gelmişken Sarkozy'den de bahsetmek lazım. Çok garip adam cidden yahu. Cumhurbaşkanlığından önce de garip geliyordu bana. Biraz önce de haberlerde izledim, bizim başbakanımızı karşılaması, uğurlaması sırasında tavırları falan hep dağınık. Yani bir anlamda devlet başkanı ağırlığı yok üstünde. Tabi bundan daha çok dikkat çeken şey de Olmert ve Mahmud Abbas'a birlikte sarılması oldu. Cidden garip adam. Ne zaman Sarkozy'i görsem aklıma G8 zirvesinde sarhoş bir şekilde yaptığı basın toplantısı geliyor.
- "Neden başkan olabilir"in ilk maddesi de buydu: Yaş. Adam 72'de seçilecek, bir kez daha seçilirse bunun 80'e kadar yolu var demektir. Evet uygulamada siyaset genelde tecrübelilerin, yaşlıların işidir, ancak böyle olmalı mıdır? İnternette Obama'nın denizde mayoyla çekilmiş fotoğraflarını görmek mümkün, ancak McCain'in böyle bir fotoğrafına rastlamadım, yoktur da herhalde. Vücuduna güvenemiyor demek ki, yaştan olsa gerek. Geçmişte olanlar yaşın ve tecrübenin avantaj olduğunu söylüyor, ama ya halk bu sefer yaş değil de dinamizm isterse? İşte o zaman Con Amca'nın yaşı onu çok etkiler. Demokratlar'ın da en çok kullandıkları, kullanmaya müsait olan konulardan biri de bu zaten
- George Bush
Bugün Nokta'nın çeşitli kademelerinin de kadrosunda bulunduğu Taraf gazetesi bu darbe günlüklerini yayınladı. Tabi geçen sene bunlar olduktan sonra aynı şeyleri tekrar yayınlayabilmek de pek kolay değil. Ama düşününce içinde bulunduğumuz durumun ve bir başka darbe planının üzerine gidiliyor olmasının verdiği cesaretle bunun yapılabilmiş olması normal karşılanabilir. İşin ilginç yanı her ne kadar gerçekleşmese de daha birkaç gün önce Taraf gazetesi askerden baskın yiyeceğine dair uyarı almıştı. Şimdi bu da bir nevi karşı atak olarak görülebilir. Tabii ki o günlüklerin sahibi olan kadroyla şu anki kadro farklı ancak burada açık bir Asker-Taraf mücadelesi var.
- Her ne kadar öyle göstermeseler de Amerikan halkı içerisinde muhafazakarlar -tutucular da- azımsanacak sayıda değil. Zaten bu yüzden Cumhuriyetçiler genelde Demokratların bir adım önünde oluyor. Cumhuriyetçilerin genel oy potansiyeli diyebiliriz.
- McCain, Vietnam gazisi. Maddeleri önem sırasına koyarsak bu birinci sırayı alabilir. Amerikanyalılar Vietnam gazilerini sever, Vietnam gazilerinin her zaman önemli bir yeri vardır(bkz. Hollywood). Bundan daha da önemli olan şey esir düşmüş ve 5.5 yıl esir kamplarında yaşamış olması. Tüm diğer özelliklerini bir kenara bırakırsak bile sırf bu özelliği ona çok sayıda oy kazandıracak. Bazen siyasi görüşlerden çok böyle nispeten basit şeyler önemli olabiliyor.
- McCain bir Cumhuriyetçi ama cumhuriyetçilerin en ılımlılarından. Evet bazı konularda(Irak konusu gibi) hala uç söylemleri olabiliyor ancak Bush ve türevleriyle karşılaştırılınca epey ılımlı olduğunu söylemek mümkün. Hatta 2000'de adaylığı Bush'a kaptırmasında bu yapısının Cumhuriyetçi çevrelerde mağlup olmasının birinci etken olduğunu söyleyebiliriz. Evet ılımlı bir cumhuriyetçi hatta öyle ki McCain'in başkan olmasının bir demokratın başkan olmasından öyle çok çok da farklı olmayacağını iddia edenler de çıkabiliyor. Ilımlı olduğu için ne cumhuriyetçi, ne demokrat olan ortada bulunan kesimin oylarının bir bölümü ona gidebilir, tabi oy verirlerse.
Tabi bu demek değil ki Obama döneklik yaptı veya yalan söyledi. Aslında askerlerin öyle "haydi toplanın gidiyoruz" şeklinde çekilmesi zaten pek de mümkün birşey değil. Obama da bunu gördü ki bu şekilde bir yumuşamaya gitti, uç söylemini değiştirdi. Ama bunları normal karşılamak lazım, her yerde böyledir; adaylar mümkün olduğunca uç vaatlerde bulunurlar ki sonra geri adım atılabilsin gerekirse. Obama da şu anda vaatlerini gerçeğe daha uygun hale getirebilmek için manevra yapıyor diyebiliriz esasında
Yazmamın bir başka sebebi de takımın adının MTK olması. Zira insanlar neden mtk olduğum konusu açıldığında direk MTK Budapeşte'ye bağlıyor genelde. Yok efendim MTK Budapeşte'den değil, bi de Edremit-Burhaniye civarında "MTK Resort" vardır, o da değil; Maliye Teftiş Kurulu'nun kısaltması hiç hiç değil, mtk işte.