9 Haziran 2008 Pazartesi

Bye Bye Hillary

Dün Clinton çekildi, böylece artık seçim mücadelesi de fiilen başlamış oldu. Clinton-Obama arasındaki mücadele demokratların bugüne kadar yaşadığı en büyük çekişmelerden biri. Genelde ilk eyaletlerdeki önseçimlerden sonra başkan adayı büyük ölçüde belli oluyor olsa da bu sefer son ana kadar devam etti. Açıkçası Obama neredeyse hep önde götürdüğü için alacağı kestirilebiliyordu ancak Clinton sonuna kadar direnmeye çalıştı, hatta bırakmamaya inat etti bile diyebiliriz. İlginç mücadele oldu, Clinton aslında kimi yerde kendini vurdu. Verdiği demeçlerin bazıları kendine döndü, hatta özür dilemek zorunda kaldığı yer de oldu. Seçim yarışında Clinton saldırgan taraftı, Obama karşıladı. Açıkçası Obama saldırılara karşı gayet başarılı bir tutum sergiledi. Clinton'ın saldırgan tavrı ve Obama'nın tutumu, belki de farkın kapanmasını engelledi, Clinton'ın -bir ihtimal olabilecek- galibiyetinin önüne geçti.
Açıkçası Clinton'ın başkan olmaması -en azından aday olamaması- iyi de oldu. Neden? Bir kere her şeyden önce Amerika Birleşik Devletleri gibi demokrasinin merkezi sayılan -veya kendini öyle sayan- bir ülkede son derece antidemokratik bir durum olacaktı. Hillary'nin başkan olması durumunda son 4 başkana bakalım: Baba Bush-Koca Clinton-Oğul Bush-Hillary Clinton. Sanki başkanlık iki ailenin tekelinde ve onlar da sırayla başkan çıkarıyorlar. Hatta birkaç hafta önce Bill Clinton bir röportajda kızları Chelsea'nin de siyasete atılmayı planladığını söyleyince(şurada), gözler Bush'tan bir kontra bekledi. Ama alınan tek haber Bush'un kızının evlenmesi oldu. Her şeyden önce Bush-Clinton-Bush-Clinton düzeni olmayacağı için Hillary'nin kazanamaması bir yönden iyi oldu.

Bunun yanı sıra Hillary'nin demokrat aday olmasını bir türlü isteyemedim. Kadın olduğu için değil, kadın olabilir, kadın başkan ilginç, hoş da olur hatta. Ancak bir başkanın kadın olmasının avantajları, dezavantajları var muhakkak. Avantajları eşitlikle başlayarak sayılabilecek çoğu bilinen konular. O yüzden ayrıntısına girmeyeceğim. Dezavantajları ise biraz kritik noktalarda. Her şeyden önce kadın başkanın olacağı ülke buna hazır mı değil mi, bu önemli. ABD buna hazır olabilir en azından bir kadın başkan olduğu takdirde büyük bir olay yaşanmaz. İkinci büyük dezavantaj ise kadın başkanın duygularına esir olup olamayacağı. Şu bir gerçek ki, istisnalar hariç kadınlar erkeklerden daha duygusal varlıklar. Bu sadece psikolojik bir durum da değil muhakkak, hormonları da bir etken bu durumda. Bu yönden bakınca kadınların duygularının esiri olabilmesi erkeklere göre daha muhtemel. İşte bu mesele potansiyel bir kadın başkan için belki de en büyük dezavantaj. Hele de Amerika gibi sağdan soldan saldırıların sık sık geleceği bir yerde, eğer bir kadın başkan olacaksa bu saldırıları savuşturabilecek seviyede duygularına hakim olabilmeli. Bunu yapabilecek kadınlar elbette ki vardır. Ancak açıkçası ben Clinton'da bunu göremedim. Seçim kampanyası süresince sıkıştığı kimi yerde ağlamış olması da bunun bir işareti aslında. Amerikan Başkanı ağlayamaz mı? Tabii ki ağlayabilir, hatta kadın bir başkan sıkça da ağlayabilir. Ama karalayıcı saldırı geldiğinde değil, daha farklı yerlerde ağlaması lazım. Öyle durumlarda ağlarsa kendi kalesine gol atmış olur bir anlamda. Belki de Hillary'nin başkan olmamasını istememde birincil sebep buydu.

Bir başka sebep de Hillary Clinton başkanlığının bir anlamda "İkinci Bill Clinton başkanlığı" olacak olması. Yani Hillary kukla olacak, Bill yönetecek diye bir şey yok tabii ki ancak her ne kadar Hillary Clinton bizzat birçok iş yapsa da çok büyük bir ihtimalle Bill Clinton perde arkasından pek çok konuda etkin olacaktı. Bill Clinton belki çok kötü bir başkan değildi, sıra dışı biriydi hatta. Perde arkasında rolü olması çok da kötü görülmeyebilir de. Ama bir de şu açıdan bakmak lazım: Dünya'nın kralı olduğunu iddia eden Amerika Birleşik Devletleri'nin bir başkanı var, bir de "asıl" başkanı var. Bu her şeyden önce, neredeyse her zaman imaj kaygısı içinde olan ABD'nin bir anlamda karizmayı çizdirmesi anlamına gelir. En azından ABD tarafından bakarsak bu, çok yıpratıcı bir tablo ortaya koyabilirdi.

Gelelim şimdiye. Bundan sonra ne olacak? Clinton çekilirken demokratlara birleşme çağrısı yaptı. Başkanlık seçimi kısmına başka bir sefere değiniriz ancak bu bir anlamda Clinton'ın uyguladığı iyi bir taktikti. Zira Hillary Clinton'ın başkan yardımcısı olması fikri uzunca bir zamandır sıkça konuşulan bir konu. Clinton da "Maçta olur böyle şeyler, fair-play anlayışı içerisinde maçı sonlandırdık, şimdi dostluk, kardeşlik" diyerek bir anlamda başkan yardımcısı olabilmek için zemin hazırlıyor. Esasında fena da olmayabilir bu. Zira demokratlar da "Rüya Ekip" diye adlandırıyor bu projeyi. Ancak şu aşamada gerçekleşmesi zor gözüküyor. Bu olay daha ilk konuşulmaya başladığı zamanlarda kritik bir yerden veto yedi zaten: Michelle Obama. Nedeni tam olarak bilinmiyor ama yazılıp çizildiğine göre Obama Hanım sevmiyor Clinton'ı ve dolayısıyla da başkan yardımcısı olmasını istemiyor. E eski Türkler anaerkil insanlardı, o yüzden bizde hanım sözü dinlenir! Bu bir yana, zaten Clinton'ın çekildiğini açıklamasından sonra yardımcı adayları daha sık konuşulmaya başlandı. Clinton'ın adı hala daha geçse de en fazla zikredilenlerden değil. Bu yüzden öyle görünüyor ki Clinton başkanlıktan olduğu gibi yardımcılığı da alamayacak.

Hiç yorum yok: